her şey yolunda

her şey yolunda

16 Şubat 2007 Cuma

karşı mesaisi

sabah kalkiyorum, büyük bir hevesle annemin dün aldiği poğaçalari götürüyorum. Poğaça seviyorum. Gazetemi de okuduktan sonra biraz bilgisayar başinda vakit geçiriyorum, arkadaşlarimla ve sevgilimle çeşitli temaslarda bulunup günün programini belirliyorum.

Yemekten sonra Ruth ve Gaer ile buluşmak için karşıya geçiyorum, ikisi üniversiteden arkadaslarim, ortak noktamiz ayni derse gitmiyor oluşumuz. Onlari Havelka'da buluyorum, oranin çok güzel oldugunu yeni keşfettiğim votkali buzlu şeysinden içiyorum, rejim adina korkuyorum çünkü bugün oburluk potansiyeli yüksek bir gün. Üç sadık WoW oyuncusu olarak bol bol oyundan konuşuyoruz, Ruth'un etraftaki kizlari kesmesine yardimci oluyoruz, sonrasinda da yemek yemek üzere Last Stop'a gitmeye karar veriyoruz. Orada da mezgit & chips yiyor, bira içiyorum, muhabbetimiz ayni tempoyla devam ediyor. Konuştukça acıkıyoruz, acıktıkça yeni şeyler yemek için yeni yerlere gidiyoruz, bir sonraki durağimiz Özsüt oluyor. Orada, rejime darbe vurmaktansa erkekliğime darbe vurmayi tercih ediyor ve bir light kazandibi ismarliyorum. Birşeye benzemiyor, hakkaten light bir yemek. Gözüm ve aklım Gaer'in profiterolünde kaliyor, o kadar ki buraya bile yaziyorum.

Onlarla d&r'i gezdikten sonra ayriliyoruz ve nihayet kizarkadasimla bulusuyorum, hemen sinemaya girmeye karar veriyoruz, o alelacele Burger'da bişiyler yerken ben de Kozmopolit 'te Polis filminin yorumlarini okuyorum, umut verici buluyoruz, oyuncu kadrosundan çok şey bekliyoruz ve koşarak giriyoruz, büyük bir hata işliyoruz.

Azap veren iki saatten sonra Lola çektiği acilari beni bir kez daha Özsüt'e götürüp orada sufle yiyerek telafi ediyor. Bu rejim günümde önümde yenen ikinci sufleye ben çayima üç şeker atarak cevap veriyorum, sonra da haklı olarak guruldayan karnımı Schlotsky's'de bir ton balikli sandöviçle mutlu ediyorum. Bu kadar yemekyen sonra saat zaten geç oluyor, ben de sevgilimi evime birakip dolmuşla kendi evime ulaşiyorum.

Hiç yorum yok: