her şey yolunda

her şey yolunda

28 Ocak 2007 Pazar

avustralya'da tarihi gün

sabah avustralya açiklarina doğru uyaniyorum, finalin ilk setinin tie-break'ini yakaliyorum tam zamaninda, ekranın köşesinden geçen kangurulara şaşiriyorum yüzüncü kez. Ben dil peynirimi yerken Federer de beklenen şekilde Gonzalez'i yiyor. Tarihi bir yanı da var bu maçin, zira Fed-ex Avustralya Açık'ı 32 yil sonra set vermeden kazanıyor (yuh), annemle birlikte izliyoruz ödül törenini ("ne güzel çocuklar bunlar" turgay şeren yorumunu da bu şekilde duyuyorum).

avustralya açık'tan sonra nette notlarımı ve mailimi kontrol ediyorum, hala aciklanmamiş olan iki belirsiz dersim var, dolayisiyla bu da yurdumuzdaki manasiz veri trafiği artışının sebebi. internette ilginç bişey bulamadiğim için derse oturuyorum, fakat çok da uzun süre dayanamiyorum, neyse ki yemek saati geliyor.

bayık filmler kuşağının bugünkü programi Alfred Hitchcock'tan Rebecca. İki saatlik filmi iki parçaya bölerek izliyorum, bir gün mutlaka Ayhan Işık bıyığı bırakacağımı hatırlamam dışında bana pek katkısı olmuyor. Bugün evde oturma standartlarıma göre bile boş bir gün, ama günün bombası akşam saatlerinde patliyor, yüz yildir aldiğim bir dersten geçmiş olduğumu ögreniyorum, çok mutlu oluyorum. Bir süredir geliştirmekte olduğum wow'a dönme planlarim ivme kazanıyor.

akşamım olaysız geçiyorzzzzzZZZzzz....

Hiç yorum yok: