darkly dreaming dexter

sabah uyaniyorum ve blogumdaki her posta "sabah uyaniyorum" diye baslamanin ne kadar sıkıcı olduğunu düşünüyorum. Bunun kadar sıkıcı olabilecek başka şeyin her günkü kahvalti detaylari vermem olduğunu da düşünüyorum, o yüzden kahvalti etmiyorum (yalan). oniki civarlarina kadar internette forumlarda vakit öldürdükten sonra kizarkadasimi ariyorum, anlasiliyor ki karni ağriyor, evden cikmamayi tercih edecek, ben de evden cikmamamizin dünya barışı ve kardeşliği lehinde olduğunu söylüyorum, sonuç olarak bugun bekarim. çilgin birşeyler yapmaya karar veriyorum.

planim evde oturup dizi, film izlemek, ders calismak. dexter'larla basliyorum, fakat ortasina geldiğimde elektrik kesiliyor. Nihayet çizgiroman koleksiyonumu düzenlemem için ilahi bir işaret olmali.

epey gurur duyduğum yaklaşık 1.5 metre boyunda bir çizgiroman koleksiyonum var, kökleri hazirlik sinifina ilk girdiğimde aldiğim astérix'lere ve daha sonra ekşi sözlükten geldiğim gazla gidip aldiğim wolverine'lere kadar uzaniyor (1999). O zamandan beri, en büyük zevklerimden biri tatile gittiğim yerlerdeki çizgiroman satan dükkanlari arayip bulmak ve takip ettiğim serilerdeki eksik sayilari kapatmak, evet belki nerdce, ama seray sever de nerd seviyormus bi kere.

neyse, koleksiyonumu düzenli yayinlar ve miniseriler, marvel ve dc olarak ikiye ayiriyorum, raflara siğmiyor taşiyor memnun oluyorum, o sirada elektrikler geliyor ve dexter'a dönüyorum. dexter bittikten sonra da bayik filmler kuşaği'nda Gremlins izliyorum, yine cok sıkılıyorum ama niyeyse devam ediyorum, iğrenç yaratiklar çok eğleniyorlar, ben bir salya bile akitmayan normal bir insan olarak hiç eğlenmiyorum. Bu filmleri şu ana kadar izlememiş olduğum dvd'lerin arasindan seçiyordum, izlememiş olmamin mantikli bir sebebi varmiş hakkaten.

gecenin sonuna kadar iki bölüm daha izleyerek dexter'i bitiriyorum, kanlı olmasına rağmen çok başarılı bir dizi, takdirler içerisinde yatmaya hazirliyorum kendimi, fakat yatağimi açtiğimda gördüklerim dexter'i geride birakiyor.