Ilsa: I wasn't sure you were the same. Let's see, the last time we met...
Rick: Was La Belle Aurore.
Ilsa: How nice, you remembered. But of course, that was the day the Germans marched into Paris.
Rick: Not an easy day to forget.
Ilsa: No.
Rick: I remember every detail. The Germans wore gray, you wore blue.
onbire dogru uyaniyorum, kahvalti rutinimi atlatiyorum, biraz odami topluyorum, sonra bir buçuk gibi Lola geliyor, pizza ismarliyoruz ve Casablanca'nin başına oturuyoruz. Süper buluyorum filmi, Humphrey Bogart'i çok takdir ediyorum. Çağirildiği zaman piyanosunu kapip gelen Sam'i çağiriyorum, niyeyse gelmiyor.
Captain Renault: What in heaven's name brought you to Casablanca?
Rick: My health. I came to Casablanca for the waters.
Captain Renault: The waters? What waters? We're in the desert.
Rick: I was misinformed.
Casablanca şenliğinden sonra itü'ye dansa gidiyoruz, Lola'yla birlikte Salsa, Çaça ve Rumba pistlerinde çilgin atmaya karar verdik. İtü, hakkındaki bütün efsanelere karşın 35 kiza 15 erkek oranina sahip, mecburen çok eşli bir ortam sözkonusu, fakat ben yine de sadik kalmayi başarıyorum. "Eş değiştirin" dendiği anda yanyana durup boş bakmanın çok etkili bir taktik olduğunu keşfediyoruz. Salsa'da zorlaniyorum ama Çaça'yi epey kiviriyorum, çaçaça! diye akıyorum pist boyunca. Ayrıca farkediyorum ki, kişisel ritmim dünyanin geri kalanından epey farklı, bütün çiftler ileri giderken biz geri gidiyoruz.
Rick: You know what I want to hear.
Sam: [lying] No, I don't.
Rick: You played it for her, you can play it for me!
Sam: [lying] Well, I don't think I can remember...
Rick: If she can stand it, I can! Play it!
Danstan sonra çıkıp taksime yürüyoruz, Evim restorana gidiyoruz, güzel güzel yemeğimizi yiyoruz. Cafe de Paris soslu et yiyorum, rejimi sorgulamamaya çalışıyorum. Eğlenceli bir yemek oluyor, çaylarimizi da içtikten sonra tekrar Taksim'e çıkıyoruz, hanımı dolmuşuna bindirip evime dönüyorum.
Ilsa: But what about us?
Rick: We'll always have Paris.
Annem kahvesini içerken camın önünde muhabbet ediyoruz, o bana gününü anlatıyor, ben de ona günümün editlenmiş bir halini anlatiyorum. Sonra da yine bilgisayarimin başına dönüyorum, biraz surf biraz wow derken yatma zamanım geliyor.
Rick: Louis, I think this is the beginning of a beautiful friendship.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder