her şey yolunda

her şey yolunda

20 Haziran 2007 Çarşamba

biz çamlıca'nın üç gülüyüz

sabah uyaniyorum, dün akşamdan sandoviçimi hazirladim, çilginim. Zor uyanıyorum ama sabah, sabah uyanmak pek bana göre değil. Başkaları eğer benim için sabah uyanirlarsa, ben de onlar için öğlen uyuyabilirim. Evet, bunu yapabilirim. Kendimde bunu güzel yapicak potansiyeli görüyorum. Ayni zamanda kendimde onlarin adina poğaça yiyip gazete okuyacak potansiyeli de görüyorum. Nitekim bu sabah da dün almış olduğum poğaçaları yiyerek kahvaltı ediyorum, demek ki dün akşamdan sandöviç falan hazırlamamışım. Her okuduğuna inanma sayın okuyucu.

gazete ve börekten sonra kalkıyorum, hazırlanıp işe gidiyorum, zira Pépé beni bekliyor ta ispanyalardan gelip. Toplantı odasina daliyorum, türklere günaydin, Pépé'ye de buenos dias diyorum, evrensel bir form sahibiyim.

Çok çalışıyoruz bütün gün, bir ara okula kadar gidip mezuniyet için davetiyelerimi aliyorum, hala mezuniyet kavraminin yakinimda biyerlerde durmasına şaşırıyorum. HAL'daki çalışma masamın üzerine Kaptan Haddock'un Ay'daki halini koyoyurum, artik boyundan büyük bir işlere girişmiş birinin şaşkın suratı beni karşılayacak, ne kadar da uygun.

bir takım uğraşmalardan, çeşitli backup'lardan ve Pépé ile tarzancami ilerletmekten sonra iş hayati sona eriyor, Danny ile atliyoruz bir minibüse, beşiktaşa inip Homer'la buluşuyoruz, orada anneme bir bilgisayar ismarliyorum, ertesi gün gidip almak umudundayim.

Homer'la buluştuktan sonra hep birlikte bize geliyoruz, orada arkadaşça bir güruh içerisinde köşebaşindan ismarladiğimiz dürümleri ve çeşili mezeleri, bununla birlikte alkolleri götürüp, değişik laptoplardan network araciliğiyla müzik dinlemeye çalışıyoruz. Bu aktiviteler beni epey alkollü bir şekilde birakiyorlar, nitekim sonunda herkesi kovaliyorum, bir tek evi uzakta olan Danny yandaki odada uyuyor, yarin birlikte HAL'a döneceğiz ne de olsa, bense sarhoş bir şekilde blog yazmaya koyuluyorum.

Hiç yorum yok: